Alışverişi bitir, ellerin ne güne duruyor, kendin yap, eskisi gibi
Dil kitaplarının izini sür
Hafifle
Telefon kartı al, telefon kulübelerinin yerini öğren
Çimlendir
Spor yap, biriktirdiklerin aksın gitsin sen terledikçe
Az konuş, çok seyret
Kimyasallardan uzak dur, alternatiflerini bul, aşırıya kaçma
İşte gerekenleri yap, iş dışında özgürsün
Susayınca su iç
Az harca, az biraz biriktir
Bankalardan olabildiğince uzak dur
Mutlu olmadığın yerde durma
Git demekten korkma
Kal demekten de
Gel demekten kork, iki kere düşün
Sevilmediğin yerde de mutlu ol
Ayaklarını sev
Sabahları güneşe selam ver, güneş hep orada göstermese de kendini
Duş alma, banyo yap, taslı lifli kovalı, türk hamamı gibi oturarak
Sevdiklerinin ev adreslerini edin, kartlar yap gönder, mektuplar bir de
Mandolinini ihmal etme, o da seni etmesin, whistle'ı da
Zeytinyağı ye
İtme de çekme de, bırak kendi menzilinde dönsün dünya
Olduğun ol, olduğunu sev, olanları bir de, olacaklardan ziyade
Hayaller kur, sonra unut, unut ki planlara dönüşmesinler, unuttukça yenilerini kurabilesin
Ağustos 2008
7 yorum:
seviyorum seni..
Ayaklarını da seviyorum..
Hayatı algılayışını da...
Sesini de seviyorum.
Arkadaşlığını da...
Sanırım yazılarını da çok seveceğim..
Hoşgeldin...
Ne iyi geldi okumak... Çok teşekkürler...
Çok güzel bir yazı. Ve ne güzel benim gibi baykuşları seven bir blog yazarının bloguyla tanışmak.
Ne guzel, artık yorumlarım da var...Tesekkür ederim Aydan Atlayan Kedi ve Owl...Bugünlerde kediler ve baykuslar öyle güzel çıkıyorlar ki karşıma, işte yine burda da oldu..
ve Brajeshwari, ne Şans ki hayat bizi bir kere karşılaştırmakla yetinmedi... :)
şansmı ki bende bu satırları okudum
yoksa aradıklarımı bulma yolumda
karşıma çıktın
burcu yu bulmak yeterince güzeldi ama seni bulmakta aynı etkiyi verdiii
her kelimenin insanca manaları için terbrik ve teşekkür ederim
o kadar azsınız ki gökyüzünden yıldızları toplar gibiyim ceplerime ihtiyacım olunca çıkarıp aydınlatıyorum ruhumdaki karanlıklarımı
sevgiler
ne güsel bi annesin sen de...ben de çok teşekkür ediyorum, çünkü bu yemekler ve onlarla aktarılan bu güsel enerji de benim içimde çiçekler açtırdı...
harikaymış!
tek itiraz: 'gel' demekten de korkma. daha doğrusu... korkma... hiçbi şeyden, hiçbi zaman...
tek kemküm: ayaklar :p
Yorum Gönder